Saçsız kalmak, ormansız kalmak gibidir.
Saçsız kalmak, ormansız kalmak gibidir.
Yeni satışa sunduğumuz hedefli ürün yıpranmış ve zayıf saçlar için olan şampuanımız yoğun ön araştırma ve çalışmalar sonucu yapılmış bir üründür arkadaşlar. Yine de %100 herkese iyi gelen bir ürünün dünya üzerinde hiç olmadığı gerçeğini bilerek tanışın onunla. Yeri gelir annesinin sütü bile iyi gelmez yavrusuna! Bu doğanın ve doğallığın genel kuralıdır. Bu şampuanımız hedefli bir ürün ama gündemimizde herkesin bütçesine uygun günlük bir şampuanda var. Çok beklentiye girmeden doğaya yakın ve temizlik sağlayacak bir şampuan üzerinde de çalışıyoruz.
Saçın günümüzde çektiği acılar içimi parçalıyor. Hep dindirmek istiyorum bu acıyı.
Saç asla sadece estetik bir şey değil! İnsanoğlunu sadece güzelleştiren ve değiştiren bir şey değil. Saç hayat! Herkesin ihtiyacı olan şey. Saçsız kalmak, ormansız kalmak gibidir. Vücudu korumada temel bir rolü var. Vücut sıcaklığını sabit tutar. Bilgi toplar. Vücudumuzu zararlı nesnelerden korur. Bizi tanımlar. Bu yüzden pek çok kültürde saçın sihirde kullanılması şaşırtıcı değildir. Çünkü insanın ruhunu ve özünü sembolize eder saç. Tarihte kellik, hemen hemen tüm kültürlerde, talihsizlik ve sağlıksızlığın karakteristik belirtilerinden biriydi. Ve bu, yalnızca dua, tövbe ve bazı iksirler ile önlenebilirdi. Zeus, Venüs, Apollon tüm Antik Yunan tanrıları güç ve kutsallığın bir işareti olarak uzun saçlarla tasvir edilirler. Tanrı'ya daha yakın hissetmenin bir yoludur saç.
Eski Ahit ve İncil’de geçen Delihah ve Samson Hikâyesi saç konusunda çok şey anlatır bize. Delilah saçını kestiğinde Samson gücünü kaybetmiştir. Samson’un bir ordu askerin üstesinden gelen olan üstü gücünün kaynağı saçlarıydı. Hiç kestirmediği uzun saçlarıydı. Samson'un saçlarını uzatması, Tanrı'ya bir yemindi. Cadı avlarında cadılar, onları güçsüz kılacağı ve itiraf etme olasılığını artıracağı inancıyla önce tıraş edilmiştir. İnsanoğlu boşuna kel bırakılmıyor!
Çakra sistemi hakkında biraz çalışmış biri olarak saçın taç çakra enerjisinin bir uzantısı olduğunu düşünüyorum. Anten görevi gördüğünü. İnsanların niyetlerini anlamaya yardımcı olduğunu. İnsanı farkındalık düzeyinde uyandırdığını ve enerjilere karşı koruduğunu. Ruha güç kattığını. Saç reseptörlerimiz. Bizi toprağa bağlayan alıcılarımız.
Tarih boyunca saç hep çok kutsaldı. Hep ruhani alemle önemli bir bağlantı görevi gördü. Ama artık agresif ve seküler bir dünyadayız. Çok istismara maruz bırakıyoruz onu. Zararlı kimyasallarla boyatarak, yıkayarak, çekerek, keserek, kıvırarak, düzleştirerek, tıraş ederek, ütüleyerek perişan ediyoruz. Koca bir endüstri saçın dokusunu, rengini, kalınlığını, DNA’sını, PH’sını bozmak için çalışıyor. Buna hizmet ediyor. Sonra niye dökülüyor, uzamıyor, niye cansız filan diyoruz!
Kesmediğimiz sürece güçlü olacağız… Baktığınız sürece güçlü olacağız. Kullandığımız şampuana kadar vücudumuza sürdüğümüz her şeyi mümkün olduğunca doğaya yakın tutmaya çalışalım! Bu doğal yaklaşımın bir kısmı saçlarımızı kesmemeyi de içerir. Saçınız ne kadar uzunsa, toprakla o kadar yakın bağınız vardır. O kadar topraklanırsınız.